Kalem ile Ölçü Alma,Oran Bulma,Gölgelenrime;
Bu yöntemde; kalemi elinizle dik bir şekilde altından tutup, daha sonra kolunuzu uzatıyorsunuz. Daha sonra kaleminizin üst tepesini çizilecek objenin tepe noktasına denk getiriyorsunuz. Parmagınız ile objenin en alt noktasını işaretliyerek objenin veya modelin yüksekliğini kalem ile almış oluyorsunuz.
Aynı şekilde kalemi yatay tutarak obje veya modelin eninide bulmuş oluyorsunuz. Bu ölçüleri kağıdınıza uygularsanız model veya obejnizin oranlarına göre çizimini yapmış olursunuz.
Ölçmek istenilen obje yüksek ise öncelikle ölçme işine yükseklikten başamanız daha iyi olacaktır.
Şişe, sürahi ve bardak ile natürmort:
Karakalem tekniği ile dilediğiniz kompozisyonu tek renk olarak çalışabilirsiniz. Ayrıca bu çalışmalar resimleyeceğiniz yağlı boyalar için egzersiz niteliği taşıyacaktır. Eskiz defterlerine gerçekleştireceğiniz bu çalışmalar ilerde muhteşem tablolara dönüşebilirler.
Yüzyıllardır ressamların vazgeçemediği bir malzeme olan kurşun kalem ve kömür kalemle gerçekleştirilen karakalem çalışmalar, izleyenlerde her zaman farklı bir hayranlık uyandırmışlardır. Yağlı boya ve sulu boya çalışmaların renk zenginliğini bir kenara bırakarak oluşturulan bu ışık-gölge ve kontür çalışmaları, başlı başına birer sanat eseri olmalarının yanı sıra, renkli çalışmalar için yol gösterici bir rol üstlenirler.
Bu bölümümüzde teknikten biraz bahsetmenin yanı sıra sizlere karakalem çalışmaya başlamanız için size kısa bir örnek sunuyoruz. Adımları takip ederek kağıt, kalem ve silgi yardımıyla evinizde kolayca bulabileceğiniz malzemelerle oldukça keyifli bir çalışma gerçekleştireceğiz.
En temel resim malzemesi
Kurşun kalem en temel resim malzemesidir. Resme başlayanların mutlaka üzerinde çalışması gereken kompozisyon ve ışık-gölge tekniklerini kara kalem resimlerle geliştirmek en uygun çalışma yöntemi olacaktır. Boyaların kendilerine has özelliklerini ve teknik zorluklarını bir kenara bırakarak, kara kalem çalışmalarla resme ilk adımınızı atabilirsiniz.
Karakalem bir çalışma
Ortaya çıkan sonuç sizi tatmin edene dek, aynı ya da benzer konular üzerinde çalışmanızı tavsiye ederiz.
Hazırlayacağınız bir natürmort düzenleme ya da yakınlarınızın size modellik yapmalarıyla, ileride renkli çalışabileceğiniz kompozisyonlar için referans alabileceğiniz çalışmalar ya da hızlı eskizler gerçekleştirebilirsiniz.
Kara kalem çalışmaları için çeşitli yumuşaklıklarda kurşun kalemlerin yanı sıra kömür kalem ya da füzen benzeri malzemelerle birlikte hamur silgi kullanabilirsiniz. Böylece resimlerinizdeki ışık-gölge dağılımını dengeler ve hataları daha kolay giderebilirsiniz. Başlangıç olarak “H” benzeri sert kalemlerle çalışmanız ve resminiz ilerledikçe daha yumuşak kalemlere geçmeniz, ışık-gölge dağılımını dengede tutmanıza yardımcı olacaktır. Tabi kağıt seçiminiz de oldukça önemli. Dokulu kağıtlar, üzerlerinde daha fazla kalem izi tutacağından, resminiz size daha çekici görünecektir. Yine de yeni başlayanların daha az dokulu ve az gramajlı kağıtlar tercih etmesini tavsiye ederiz. Aksi takdirde resmi fazla koyultarak bir anda tamamen kararmış bir desenle karşı karşıya kalabilirsiniz.
Adım adım karakalem dersleri:
1) Objelerin taslaklarını çıkartın
Kağıdınız üzerine objeleri yerleştirmenize yardımcı olması için kağıdınızı eşit büyüklükte karelere bölebilirsiniz. Üç objeji de sadece kontür olarak, 2B kaleminizi kağıda fazla bastırmadan kağıda yerleştirmeye çalışın. Objelerin ayrıntılarına girmeyin ve yanlışlık yapmaktan korkmayın.
2) Taslağı tamamlayın
Objelerin kağıt üzerine yerleşimi sizi tatmin ediyor ise, şişe ve sürahi üzerindeki küçük detayları ekleyebilirsiniz. Kağıda doğru yerleşmiş ve birbirleriyle doğru ilişkilendirilmiş nesneler gölgelendirmeye hazırlar.
3) Şişeyi gölgelendirin
Işığın nesnelerin üzerine nasıl düştüğünü dikkatlice inceleyin. Kömür kalemle çalışmaya başlayarak gölgelendirmelere başlayın. Sivri uçlu kömür kalemle yapacağınız sert ve yumuşak kalem darbeleriyle, ışıklı bölgelere geçmemeye dikkat ederek şişeyi gölgelendirin. Şişenin yuvarlak formunu vermek için dönen formunu takip eden çizgiler kullanmaya çalışın.
4) Bardağa form kazandırın
Şişenin ağzı gibi detayları kömür kalemin ucunu iyice inceleterek çalışın. Ardından bardağa dönün, sağ yanındaki gölgeli bölgeyi oluşturmak için kaleminizi biraz daha bastırarak kullanın. Solundaki ve üst tarafındaki ışıklı bölgeleri boş bırakın.
5) Sürahi üzerinde çalışın
Çizimini tamamladığınız bölgelerin üzerine bir parça kağıt yerleştirin ki, kurşun kalem kağıt üzerinden dağılıp resminizi kirletmesin. Ardından sürahiyi gölgelendirmeye başlayın. Yine ışık alan bölgeleri açıkta bırakarak dikey çizgilerle gölgelendirme yapın.
6) Sürahiyi biraz koyultun
Kademe kademe ilerleyerek nesnelerin üzerine düşen gölgeleri koyulaştırın. Gerek gördünüz alanlarda ışığı belirginleştirmek için silginiz ile kurşun kalem lekelerini silerek daha parlak ışık olurturabilirsiniz.
A – Kağıda yerleştirme
Nesnelerin detaylarına girmeden önce kompozisyon genel hatlarıyla kağıda yerleştirildi ve objelerin birbirlerine olan orantıları kontorl edildi.
B – Kurşun kalem kullanmak
Hata yapma ihtimaline karşı taslak 2B kalemle çizildi. Ardından çalışma kömür kalemle tamamlandı. Kömür kalem neredeyse tüm kurşun kalem izlerini gizledi. Unutmayın kurşun kalem kömür kalemden daha açık tonlar oluşturur ve daha yumuşak bir sonuç verir.
C – Üç boyutlu görüntü
Natürmortta gördüğünüz üç nesne de yuvarlak forma sahipler. Bu etkiyi kağıda taşımak için kontür çizmek yeterli olmayacaktır. Bu sebeple gölgelendirme, objelerin formlarını ortaya çıkaracak şekilde yapıldı.
ÇİZGİLER:
Çizginin 3 tipi vardır: Düz çizgi, yuvarlak(oval) çizgi, spiral çizgi. Bir sanat eserinde bu çizgilerin uyumları,
ahenkleri plastik bilgilerle uygulanır. Doğanın kendisi ve yapay eşyaların çoğu daire, oval, üçgen, kare biçimlerden oluşurlar. Sanatın her dalında meydana getirilen eserler en güzel, en ahenkli ve hareketi taşıyan, ritim sağlayan Eğri çizgilerdir. Kullanımları zor, fakat estetik zevklerine doyulmaz.
Her çizgi kalın veya ince, çift veya paralel, eğri veya kırık çizgiler tekrar edilerek birtakım güzel biçimler yapılır. Bu çizgilerle dekoratif birçok değişik biçimler gösterilir.
KROKİ VE DESEN:
Krokiler daima bir formun aslına uygun olmak, görünümünü sağlamak için yapılır. Çizgiler arasında biçim belirince konturlar sağlam bir desenle sona erdirilir.
Desenin değişik türleri:
Gözlem deseni, Bellek deseni, Hayal deseni, Perspektif desen, Sanat deseni, Dekorasyon deseni, Dokumanter desen olarak adlandırılır.
Desen:
*İfade için doğal bir ağaçtır.
*İçgüdünün ifadesidir.
*Bir tekniktir.
*Bir sanattır.
Soyut bir kompozisyon, bir sürahinin, bir portrenin gerçek temel formunu bulmak için Kroki araştırmaları yapılır. Bu çizgiler çabası her ressam tarafından zevkle yapılır. Buna doğru, gerçek, sanatsal biçimi bulma uğraşı denir.
Eşya, bitki, hayvan, insan gibi varlıklar doğa yapılışlarına göre bir veya birden fazla simetrik aksları vardır.
Ressamlar denge, ahenk, sağlamlık sağlamak için çizimde ve objede dengeyi sağlayan simetrik aksları araştırmıştır.
Objelerin akslarının iki tarafındaki karşılıklı parçalar eşit olur. Bazen birbirine ne benzer ne de denk olur. Buna assimetrik aks görüntüsü denir. Ama genelde ressam aksın diğer tarafına biçimler, lekeler, uzatmalar ekleyerek simetrik aksın dengesini sağlar.
ÖLÇÜ NASIL ALINIR?
Bir objenin resmi çizilirken önce aksı araştırlır. Eşyaların uzunlukları, genişlikleri arasındaki farkları kalemle araştırarak aks üzerinde işaretlenir.
Temel Çizim Teknikleri
Bu bölümde verilen bilgileri inceleyip öğrenirseniz, çizim sanatının temel tekniklerini başarıyla uygulayabilme yönünde önemli bir adım atmış olacaksınız. İzleyen sayfalarda bu amaçla resim sanatında konu seçimi ve kompozisyon teorileri, boyut ve orantı, çerçeveleme, perspektif, ton değerleri, ışık ve gölge, kontrast ve atmosfer gibi sorunlar tartışılacak, incelenecek ve uygulanacaktır. Ama unutmayalım ki: başlık ve konulan okumak ve örneklere bakmak başarılı olmak için yeterli değildir; bunun yanı sıra mutlaka çizim yapmamız gerekir. Konuyu okuduktan sonra, size önerilen alıştırmaları yapınız. Başlayalım mı?
Pencereye yakın bir yere doğal ışığı yandan alacak biçimde bir masa yerleştirin ve masaya beyaz bir örtü örtüp üstüne model olarak seçtiğiniz eşyaları koyun. Eşyaları aydınlatmak için yapay ışık da kullanabilirsiniz. Bu durumda kontrast artar ama bu çok önemli değildir. Şimdi de kompozisyona yani düzenlemeye geçelim ve konumuzdaki objeleri göze güzel görünecek bir biçime soka-hm. Eski Yunanlı filozof Platon’un günümüzde hâlâ geçerli olan ilkesine göre: Kompozisyon çok çeşitliliğin içindeki bütünlüğü bulmaktır. İyi bir kompozisyonda resmi oluşturan objeler resim için ayrılan alanda ne iç içe ne de çok dağımk olarak yerleştirilmelidirler. Sanırım ben resmimde bütünlük ve çeşitlilik arasında bir denge kurabildim (Resim 172). Bence, eğer elmayı daha sola koysaydım ya da portakalı testiden daha çok uzaklaştırsaydım, kompozisyon bozulacaktı. Siz de acele etmeyin. Cezanne’ın ölü doğa resimlerini yaparken objelerin doğru kompozisyonunu bulmak için saatlerce çalıştığını unutmayın. İyi bir kompozisyon bulduğunuza karar verince resminizi çerçeveleyin: Çerçeveleme kompozisyonun önemli bir unsurudur. Çerçeveleme için dik açılı iki siyah karton yarım çerçeve kesilir. Model bu çerçeve içine yerleştirilmeye çalışılarak şu kararlar verilir: A) resmin biçimi nasıl olacak? Yatay bir dikdörtgen mi? Dikey bir dikdörtgen mi? Yoksa kare mi? B) resim çerçevenin içindeki alanın neresine yerleştirilecek? Ortasına mı? Üstte veya altta bir yere mi? C) resim kâğıdının ölçülerine göre resmin boyutları ne olacak? Bu son noktayı çözerken, çoğu acemi ressamın yaptığı tipik bir yanlışı yapmamaya çalışın. Resim alanını büyük tutup içine küçük bir çizim koymayın (Resim 173). Korkmayın; en iyi kompozisyonu bulana kadar modelinize yaklaşın. Doğru kompozisyonu yakaladığınızda onu hemen fark edeceksiniz. Res. 174. Dikkat ederseniz Resim 173’te çerçeve, modelin uzağına yerleştirilerek model küçültülmüştür. Bu resimde ise, modelin boyutları ile resmin boyutları arasında doğru orantılı ve başarılı bir kompozisyon ilişkisi vardır.
Boyut ve Orantıları Göz Kararıyla Ayarlamak. Şimdi resim yapmaya başlıyoruz; siz sizinkini, ben benimkini. Bunun için bir resim tahtası, bir HB kurşunkalem (şimdilik), yumuşak ve şekil verilebilen bir hamur silgi ile 35×25 cm’lik orta grenli bir resim kâğıdınız olması gerekiyor. İlk iş: Modeli gözlemleyin. Ona bakın. Onu inceleyin. Picasso ne demiş: “Ressamlık gözlemciliktir.” Bu nedenle formları, renkleri, kontrastı gözlemleyin… ve henüz çizime geçmeden göz kararı ile modelinizin boyut ve orantılarını hesaplayın. Kompozisyonun genel biçimi nasıl olacak? Merkezi nerede olacak? Benim resmim kabaca bir üçgen biçiminde. Karşı sayfadaki Resim 179’da gördüğünüz gibi dikey orta çizgi testinin biraz solundan, yatay orta çizgi ise, aşağı yukarı portakalın ortasından geçecek. Çizilecek modelin enini ve boyunu kararlaştırabilmeniz için bu noktada durup, size profesyonel ressamların modellerini nasıl ölçtüklerini anlatmanın yararlı olacağını sanıyorum.
Ressam eline bir kurşunkalem ya da bir fırça alır (Resim 176) ve elini öne doğru uzatarak modeline bakar (Resim 177), başparmağım yukarı kaldırarak ya da aşağı indirerek modelde bir bölümün ölçüsünü belirler. Ardından aynı ölçüyü modelin diğer boyutunda bulmaya çalışır (Resim 178). Bu örnekte, ben testinin ağızından üzümlerin alt çizgisine kadar olan uzaklıkla portakal ve elmanın dış kenarları arasındaki uzaklığın eşit uzunlukta olduğunu buldum (Resim 178, 180). Şimdi de siz kendi modelinize dönüp inceleme ve ölçümlerinize başlayın.
Res. 176-178 üç aşamada ölçü alınışı: Bir kurşunkalem ya da uzun saplı bir fırça alın; bunu kendinizle model arasında tutun (Resim 176). Başparmağınızı kalemin üstünde gezdirerek modelin ölçmek istediğiniz kısmı ile eşit bir uzunluk saptamaya çalışın (Resim 177). Bir de, eğer yapabilirseniz, modelinizin başka bölümlerinde de kalemin üstünde saptadığınız uzunluğa eşit başka uzunluklar bulun (Resim 178).
Çerçeveleme : Üç Boyutluluk Sorunu
Modeliniz doğadaki gerçek bir nesne ve üç boyutu var: Yükseklik, genişlik, derinlik. Ama siz resminizde ancak iki boyutu; yükseklik ve genişliği gösterebilirsiniz. Bu da önemli bir sorundur. Üç boyutlu bir nesne iki boyutlu olarak nasıl görüntülenir? Hepimiz nesneleri tüm gövde özellikleriyle görür; nesnenin bazı parçalarının önde, bazı parçalarının ise daha arkada olduğunu, nesne üzerindeki girinti ve çıkıntıları ve iki nesne arasındaki hava boşluğunu algılarız. Elbette, iki boyutlu düz bir yüzeyden (örneğin bir fotoğraftan) kopya yoluyla resim yapmak daha kolaydır. Düz yüzeylerde formlar da düzdür. Böyle bir yüzeyde gördüğünüz her şeyin enini ve boyunu ölçebilir ve onları olduğu gibi resim kâğıdınızın üstüne geçirip benzer formlar elde edebilirsiniz. Peki ama şu üç boyutluluk engelini nasıl aşalım. Bunun için önce, doğada gördüğümüz şeyleri tekrar tekrar çizmeli ve kendimizi bu nesneleri dümdüz, diğer bir deyişle perspektif kısalmaları ya da derinlikleri olmayan modeller olarak görmeye alıştırmalıyız. Bu alışkanlığı edinmek zorundayız. Bu konuda önerim şöyle: Önce, derinliği az olan nesnelerin resmini yapın. Bir yüz resmi yapacaksanız bu yüzü profilden çizmek, önden çizmekten daha kolaydır. (Önden bakıldığında burun birbirinden ayrı gölge ve ışık alanları oluşturur.) Birde, modelinize ilk defa görüyormuş gibi bakmaya çalışın. Sonuncu önerim de, çerçeveleme yapmanız. Başka bir deyişle, modelinizin yapısını geometrik olarak gösterin. Bunu düz, derinliği olmayan geometrik çerçeveleme ile elde edebilirsiniz. Önce kâğıdı ya da resim alanını ortadan yatay ve dikey olarak iki çizgiyle bölün. Örneğin, ben bu artı biçimindeki iki çizgiyi kâğıdın üzerine çekip (Resim 182) kalemle ölçü alma yöntemi ile testinin de masa örtüsünün kenarının da resmin ortasında olmadığım gördüm.
Bir ölü doğa resmi yapmak
Ben kendi konumu çiziyorum, siz de sizinkini çizin. Ben çizim için normal HB kurşun kalem kullanıyorum; kolayca silinebilen hafif çizgiler çizilebilen bu kalemleri “çerçeveleme” ve eskiz çizimi için ideal buluyorum.
Toprak testiyi çiziyorum. Simetrik bir biçimi var. Ortadan dikey bir çizgi çekiyorum; bu çizgi merkez çizgisi oluyor. Ardından merkez çizginin her iki yanına testinin sağını ve solunu biçimlendiriyorum; kulpu ve testinin ağzı ile gövdesini süsleyen yuvarlak şeritleri çiziyorum. Bütün bunları kalemi fazla bastırmadan ve ölçü noktalarını belli belirsiz işaretleyerek çiziyorum. Bu sırada bir yandan da ışık ve gölgeleme için ilk dokunuşlarımı yapıyorum (Resim 187). Bu çok önemli bir nokta. Lütfen, siz de şunu aklınızdan çıkarmayın:
Objeler çizgilerle ya da dış hatlarıyla değil
ışıklı ve gölgeli renk alanları ile belirginleşir.
Modelinizdeki formlar belirginliklerini profilleri ya da dış hatlarıyla kazanmazlar. Hepimiz modelde belirli yoğunlukta ve nitelikte renk, ışık ve gölge alanları görürüz. Bunlar modelin formunu tanımamıza yardımcı olur. Şimdi siz de Ingres’ın nesnelerin profilleri ve dış hatları için kullandığı adla “form sepeti”ni çizerek işe başlayabilirsiniz. Ama aynı anda çiziminize formunu vermelisiniz. Corot’un dediği gibi: “Resim ya da desen yaparken dikkat edilmesi gereken ilk şey değer, yani ışık ve gölge etkileridir.”
Çizime devam ediyoruz, hep aynı yöntemle çalışıyoruz, önce ana hatları çiziyor ve hemen ardından ışıklı gölgeli alanları oluşturuyoruz.
Şimdi modelin üzerinde ayrıca durmamız gereken bir parçasına geliyoruz – üzüm salkımı. Bu parçanın çizimi için özel özen göstermemiz gerekiyor. Böyle çalışmazsak, salkım salkımlık-tan çıkar ve elimizde ne olduğu anlaşılmayan bir şey kalır. Benim her üzüm tanesini tek tek çizmem, ışıklı ve gölgeli alanları modeldekilerle karşılaştırmam; üzümlerin saplarını, üzüm taneleri arasındaki doğru uzaklığı belirlemem gerekiyor (Resim 188). Bu ayrıntılara boğulma değildir. Ingres, “ayrıntılar aşırıya kaçmaması gereken gevezeliklerdir,” demiştir, ama ayrıntılara hiç inmeden çalışmak da doğru olmaz. Çizdiğiniz çizgilerin yönüne çok önem veriniz.
Her çizgi, formu yansıtmalıdır. Bu şu demektir. Eğer deniz resmi çiziyorsak, çizgiler yatay olarak çizilir; çimenli bir alan çiziyorsak, çizgi-
Daha güç konuların çizimi
Artık resimlerimizi bitirdik; siz sizinkini, ben benimkini. Benimki aslında, oldukça kolay bir konuydu; bir tek zorluk vardı: Üzüm salkımı. Ama o da büyük bir zorluk sayılmaz…
Şimdi diyelim, ben resmimde bir şeyi değiştirdim. Örneğin, modeldeki üzüm salkımına fazladan bir üzüm tanesi ekledim ya da bir üzüm tanesini eksik çizdim. Aradaki farkı kimse anlamaz. Şimdi de diyelim siz çizdiğiniz manzara resminde modelde var olan bir telgraf direğini resme koymadınız ya da bir ağacın yerini değiştirerek çizdiniz. Kimse farkında olmaz. Ama bazı konular vardır ki, hiçbir değişikliği ya da yanlışı kaldırmaz. Buradaki Marilyn Monroe resimlerine bakın. Birinde, bilerek bazı uzaklıkları da değiştirdim. Üstteki 192 numaralı resimde sol yanak biraz daha doludur ve sol gözün biçimini değiştirmektedir. Bu resimde daha kalkık olan burunla ağız arasındaki uzaklık daha fazla, ağız ise daha küçük, sağ kaş daha kalkıktır.
Alttaki resimde aynı baş, sizin de gördüğünüz gibi, doğru ölçülerle başarılı bir biçimde çizilmiştir. Bu desen gerçekten Marilyn’in tıpa tıp kendisidir. Bu desene bakıp, “Evet, Marilyn’e benziyor ama, bilmem, sanki tam değil,” diyemezsiniz. Leonardo “Resim Üzerinde İnceleme” sinde bu noktaya değinmiş ve görmeyi geliştirme, ölçmeyi öğrenme, oranlan doğru kestirme gibi konulan tartışmıştır.
Bakalım, Leonardo ne demiş?
“Bir bakışta doğru ölçüleri bulma becerinizi geliştirin. Bu amaçla aranızdan birine bir duvara düz bir çizgi çektirin. Sizler de duvardan 20 m. kadar uzakta durup bu çizginin uzunluğunu söyleyin. Ardından sonuçları kontrol edin. Doğruya en çok yaklaşanlar yarışı kazanmış sayılır. Bütün bu oyunlar çizim ve resimde en önemli faktör olan doğru görme yeteneğini kazanmaya yardımcı olur.”
Res. 192 ve 193. Bazı resimler ve konular boyut ve oranların hesaplanmasındaki hataları kabul etmez. Resim 192 ile 193 karşılaştırıldığında Marilyn Monroe’nun hatlarında yapılmış ufak yanlışlar benzerliği ortadan kaldırarak portreyi geçersiz kılmaktadır.
Ton değerleri çalışması: Tonların karşılaştırılması ve gruplandırılması
Işık ve gölgenin modelde yaptığı etkileri gözlemlemek ve bunu çizmek, modelin ton değerleri çalışmasını yapmaktır. Ton değerleri çalışması çizim sanatının önemli bir bölümüdür; çünkü, hem gövdelerin hacmi hem de ressamın yaptığı işin kalitesi bununla belirlenir.
Ton değerleri çalışması karşılaştırma yoluyla yapılır.
Ton değerleri çalışması renklerin tonlarının ve derecelerinin birbirleriyle karşılaştırılarak hangilerinin daha koyu, hangilerinin daha açık olduğunu, hangilerinin orta tonda olduğunu zihinden sınıflandırmayı da kapsar. Bu kolay gibi görünse de iş uygulamaya geldiğinde birtakım güçlükler ortaya çıkar.
İlk ve en çok yapılan yanlış, ressamın tonları gereğinden çok, göze batacak biçimde, koy ulaştırmasıdır. Bu, resme katı ve yanlış bir ton yoğunluğu kazandırır. Bu yanlışa bir örnek olarak verilen Resim 223’ün ton değerleri skalası (A) incelendiğinde açık gri ve beyaz tonlarının yeterince kullanılmamış olduğu görülüyor. Bir başka sık görülen yanlış da Resim 224’te verildi. Bu resimle ilgili ton skalasında da (B), orta derecedeki grilerin çok az kullanılmış olduğu görülüyor.
Bu tür yanlışlar yapmamak için:
Çizim boyunca tonları karşılaştırın ve ton çalışmasını her an değişebilecek sonuçlara göre ayarlayın.
Bakın, karşılaştırın, yeniden bakın: Karşılaştırmalarınızı siyah ve beyaz gibi değişmeyen değerlere dayandırın. Bütün modellerde beyaz ve siyah alanlar bulunur. Koy gri bir tonun yoğunluğunu siyah ile; açık griyi beyaz ve koyu griyle karşılaştırın; düzeltmeler ve değişiklikler yaparak çalışın. Şunu unutmayın: Ön plana yakın renkler arka plandaki renklerden daha koyu tonlarda görünürler.
Res. 223 ve 224. Ton değerlendirmesinde yapılan iki yanlış. Res. 223’te yüzün en çok ışık alan bölümlerinde bile aşırı koyu tonlar kullanılmış. Res. 224’te ise tam tersi bir yanlış var. Ressam tonları yeterince yoğunlaştırmadığından etkisiz ve belirsiz bir sonuç ortaya çıkmış. 223 A ve 224 B’ de bu çizimlerde kullanılan ton değerleri skalası (ölçeği) görülüyor.
Ton çalışmasını, önce orta tonları elde ederek adım adım uygulayın ve hacmi (oylumu) ortaya çıkarabilmek için, farklı ton çeşitlerini kapsayan açık renkli “zayıf bir skala kullanın (Resim 225). Sonra resmi tamamlayana kadar aşama aşama tonları artırın (Resim 226).
Işığı çizmeyi unutmayın. Sayfa 60’ta neler söylediğimizi hatırlayın. Orada objelerin, dış hatlarının çizimiyle değil ışıklı, gölgeli renk alanları ile belirginleştiğini söylemiştik. Resim 226’daki çıplak kadın resmine bakın. Dikkat ederseniz, modelin profili çizgilerle değil, gövdede oluşturulan ışıklı alanlarla ortaya çıkarılmış; arka planda oluşturulan yumuşak gölgeleme ile de pekiştirilmiştir.
Tüm sanatçıların bildiği bir teknik de şudur:
Modele bakarken gözlerinizi yarı yarıya kapatın. Bu amaçla’ gözlerinizi biraz kısın. Neden mi? Çünkü, modele böyle bakarsanız: 1) Küçük ayrıntıları yok etmiş olursunuz. 2) Kontrastları daha net görebilirsiniz. Birinci aşamada model gözünüzde bütünleşir; ve yalnız tonlar ile renkler görülür. Çünkü gözünüzü kıstığınızda görüntüyü bulanıklaştırırsınız. Bunun sonucu olarak da objeler arasındaki kontrast artar.
Res. 227. Koyu siyahtan açık gri, kirli beyaza kadar geniş bir ton dizisi, ressamın vücut hacmini (oylumunu) resimlemesine olanak sağlar.
Işık ve gölge
Bir resmin tasarımında ve uygulanmasında ana faktörlerden biri de ışıktır. Hatta bazı resim üslupları için ışık, tek ve vazgeçilmez faktördür. Örneğin, Cara vaggio’nun etkisiyle ortaya çıkan tenebrizm akımında şiddetli ışık ve gölge kontrastları kullanılmıştır; izlenimcilikte ışık tek başına başrolü oynamış; fovizm akımının yandaşları yalın, parlak, göz alıcı ışık renklerinden yararlanmıştır.
Ressam yaşadığı ya da yaşamayı özlediği duygulan ve ruh durumunu ışığı kullanma biçimiyle bize yansıtır.
Aşağıdaki faktörlere dikkat etmeliyiz: Işığınkalitesi/Işığınyönü/Işığınmiktarı
Elektrik bulunmadan önce büyük ustalar atölyelerinde tavana yakın bir pencereden ya da bir dam penceresinden düşen doğal ışık altında çalışmışlardır. Resim 228’de Velâzquez’in atölyesinde yapmış olduğu Çıkrıkçılar adlı tablosunda, arka zemindeki figürlere vuran ışık işte bu tür ışığa bir örnek sayılabilir. Bir sonraki resimde (Resim 229) günümüzün bir atölyesini görmekteyiz. Tavana yakın yüksek bir pencereden doğal ışık alan bu atölye, aslında benim kendi atölyem.
Bu tür klasik ışıklandırma, Resim 230 A’da da görüldüğü gibi, kontrastlar oluşturmadan yumuşak geçişlerle modelin hacim özelliklerini yansıtabilen bir ışık verir. Yapay ışık veya doğrudan gelen güneş ışığı ise kontrast dolu, keskin, sert dış hatlar verir (Resim 230 B).
Işığın yönü
Işık, herhangi bir nesneye beş ayrı yönden vurur.
1. Önden gelen ışık (Resim 231). Klasik çizim için önerilmeyen bu tür ışık, “renkçi” üslupta, tonlama yapmadan, formları gölgesiz düz renklerle gösteren ressamlar için idealdir.
2. Önden, hafif yandan gelen ışık (Resim 232). Formu ve hacmi en iyi gösteren ışık türü budur. Neyin resmi yapılacaksa yapılsın bu ışık uygundur.
3. Yandan gelen ışık (Resim 233). Bu ışık modele bir tür hareketlilik kazandırdığından ölüdoğa ve figür resimleri için önerilir. Ressamlar kendi portrelerini yaparken genellikle bu türü kullanırlar.
4. Arkadan gelen ışık (Resim 234). Eğer gölgeli alanlardaki kontrast yansıyan ışıklarla yumuşatılırsa, bu ışıklandırma özel niteliklerle dolu bir ışık türüdür.
5. Alttan gelen ışık. Bu tür ışık, günümüzde, pek kullanılmamaktadır. Yine de resimde korku, panik, şiddet vb. gibi nitelikleri göstermek için uygun bir türdür. Goya, 3 Mayıs 1808 İnfazı adlı tablosunda bu tür ışıklandırmayı kullanmıştır.
Res. 228 ve 229. Bütün büyük ustalar gibi Velâzquez de resimlerini atölyesinde 1,5 metreden daha fazla yükseklikte bir pencere ya da ışık deliğinden ve doğrudan gelmeyen doğal ışıkta yapmıştır. Resim 229’da aynı tür ışıklandırma ile donatılmış bir resim atölyesi – yazarın atölyesi – görülmektedir.
Kontrast
Resimde kontrast probleminin çözümü ton değerleri çözümüyle yakından ilintilidir. Leonardo da Vinci, Resim Üzerine İnceleme’sinde “Ressam, en berrak tonları oluşturan ışıklı alanlar ile en koyu tonları oluşturan gölgeli alanların birbirleriyle ne şekilde ve ne kadar karıştığını saptamalı ve bunları karşılaştırmalıdır,” der. Bu da, ton değeri, tonların karşılaştırılmasıyla bulunur demektir.
Kontrastı çoğaltmak için bilmemiz gereken bazı faktörler vardır:
1. Kontrast, ton kontrastı ya da renk kontrastı olarak oluşturulabilir.
2. Kontrast, sanatçı tarafından y olarak oluşturulabilir.
3. Kontrast “eşzamanlı” olabilir.
1. Ton ve renk kontrastı. Ton kontrastı, koyu bir tonla açık bir tonun yan y gelmesiyle oluşur. Renk kontrastı ise, i ayrı renk ile elde edilir: En güçlü re kontrastını, tamamlayıcı renkler verir.
2. Kontrast oluşturmak. M. Boussett kitaplarından birinde şöyle demektedir: “Tiziano manzara resimlerinde arka planı özellikle koyu tonlarla boyamış böylece ön plandaki figürlerin olduklarından daha açık tonda ve daha çarpıcı görünmelerini sağlamıştır.” Cezanne da ölüdoğa resimlerinde aynı çözümden yararlanır. Yoğun gölgelemelerle, meyve, sürahi, sepet, masa örtüsü gibi nesnelerin formlarını, dış hatlarını, renklerini yoğunlaştırır; form ve rengi ön plana çıkarır.
3. Eşzamanlı kontrastlar kuralı. Bu kural bize Tiziano, El Greco ve Cezanne’ ın nasıl çalıştıklarını açıklar.
Çevresindeki ton ne kadar koyu olursa, beyaz o kadar beyaz görünür; bir gri rengi çevreleyen ton, ne kadar açık olursa gri o kadar koyu görünür.
Tiziano, El Greco ve Cezanne resimlerindeki kontrastları bu kuralı uygulayarak elde etmişlerdir. Resim 235 ve 236′ daki gri kareler aynı ton gridirler; ama siyah ile çevrili olan gri daha açık, beyazla çevrili olan gri daha koyu görünür. Bu çok önemli bir kuraldır.
Kontrast konusunda açıklanması gereken bir nokta daha var: “Bir nesnenin rengi ne zaman daha açık tonda görünür; size yakın olduğunda mı, yoksa uzak olduğunda mı?” Bunun cevabı yan sayfada. Çünkü bu konu yalnız kontrastla değil, atmosferle de ilgilidir.
Bunu paylaş: